GEF II ve Halkın Katılımı
(Cevap ve Düzeltme Yazısı)
GEF II Projesi Camili Proje Yönetim Birimi
Bu yazı, Yeni Şafak Gazetesinde 25 Eylül 2003 tarihinde “GEF II ve Halkın Olmadığı Yönetim” başlıklı yazıya bir tekziptir. Ayrıca tüm basın yayın kuruluşlarına bir bilgilendirme ve çarpıtmanın düzeltilmesi niteliği taşımakladır.
Projenin Amacı Nedir?
Projenin amacı, Türkiye'nin önemli biyocoğrafik bölgelerini temsil eden ve biyolojik çeşitlilik açısından zengin 4 önemli pilot alanda katılımcı yaklaşımla, etkili ve sürdürülebilir koruma alanı ve yönetimi tesis etmek, biyolojik çeşitliliği korumak ve bu alanlardan elde edilen başarılı uygulamaları ülke düzeyine yayacak mekanizmayı kurmaktır.
Proje Alanlarını Belirleyen Kuruluş Hangisidir?
Proje alanlarını belirleyen Küresel Çevre Fonu değildir. Proje alanları, uluslararası önemleri ve Türkiye'nin 4 büyük biyocoğrafik bölgelerini temsil etmeleri nedeniyle seçilmiştir. Seçimi yapan Türkiye Biyolojik Çeşitlilik Komitesidir. Küreselleşen dünyada ulus-devlet gücünü yitirmiş olsa bile ulus-devletin rolü farklılaşmıştır. Bu bağlamda, bir ülkenin bürokrasisini uluslararası kuruluşlar karşısında pasif ve aciz olarak algılamak doğru değildir.
Proje Alanları Hangileridir?
• Artvin- Camili Kafkasya Karışık Ilıman Yağmur Ormanı ve Yüksek Alpin Çayırları
• Kayseri- Sultan Sazlığı Tabiatı Koruma Alanı Sulak Alan ve Step Ekosistemleri
• Antalya- Köprülü Kanyon Milli Parkı Toros Dağları Akdeniz Orman ve Yüksek Alpin Ekosistemleri
• Kırklareli- İğneada Allüvial Ormanlar ile Tatlı Su ve Deniz Ekosistemleri Birliği
GEF II ve Camili Uygulaması
Eleştiriler ve Gerçekler
“...Belki güleceğiniz bir gelişme şu: Yöreye mobil telefon sistemi için baz istasyonu kurulmasına çevredeki kuş türlerinin olumsuz etkileneceği gerekçesiyle izin verilmemiştir. Köylülerin on, on beş saat yayan yürüyerek gittikleri yaylalara yapılacak yol inşaatları engellenmekte, alabalık çiftliği kurmak isteyenlere ruhsat verilmesinin önüne geçilmektedir.
2006 yılına kadar uygulanacak GEF II projesinin temel amacı halkın çevrelerine sahip çıkmaları, halkın katılımına dayalı bir yönetimin tesisiyle çevrenin korunmasıdır. Oysa ki uygulama kamu otoritesinin “ben yaptım oldu” mantığıyla yürütülmektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın geleneklerine bu uygulama uygun düşse bile bu ne UNEP, ne Dünya Bankası, ne de Küresel Çevre Fonu’nun temel ilkelerine ve üzerinde uzlaşılan projenin ana metnine uygundur. Halkın katılımına dayanmayan hiçbir uygulamanın kalıcı ve verimli olması imkanının olmadığını herkesten önce proje yöneticilerinin ve bakanlık yetkililerinin bilmesi gerekir. Bu yöntem ve mantıkla uygulama sürdürülürse hedefe varılması düşünülemez ancak dışarıdan sağlanan kredi ve hibelerin belli gruplar ve kadrolar arasında paylaşılıp iç edilmesine hizmet edebilir.”
Projenin katılımcı yaklaşımla planlama stratejisi, bilgilendirme, eğitim ve ilgi grupları ile tartışma ve karar alma sürecinden oluşmaktadır. Camili’de bugüne kadar yapılan bilgilendirme, eğitim ve tartışma aşamasındadır. Yönetim birimimizin kendi başına şu ana kadar almış olduğu bir karar yoktur. Kararların uygulanabilir olması için ilgi grupları ile tartışıldıktan sonra alınıp yazılı kararlara döndürülecektir.
Baz istasyonu ile ilgili öne sürülen, gerçekten gülünecek ve dayanaktan yoksun bir argüman olup, gerçekle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Camili Proje Yönetim Biriminin baz istasyonu yapılıp yapılmasıyla ilgili bir fikir beyanı olmamıştır. Baz istasyonunun proje kapsamında yapılacak olan Kuş Gözlem Merkezi alanında yapılmaması için baz istasyonunu kuracak firmayla görüşülmüştür.
Son dönemlerde sürdürülebilir kalkınmayı teşvik eden politikalar ve uluslararası antlaşmalarda biyolojik çeşitlilik önemli çevre konularından bir tanesi haline gelmiştir. Habitatların azalması biyolojik çeşitliliğin korunmasına tüm dünyada en büyük engeldir. Taşımacılığın alt yapısı ve tüm yol ağları, doğal yaşam alanlarının hem niteliğinin hem de görselliğinin yok olmasının başlıca sorumlusudur.
Yol yapımıyla ilgili uygulanabilir, doğaya mümkün olduğu kadar az zarar veren, karşılıklı fikir alışverişi ve uzlaşmaya dayalı bilimsel bir yaklaşım Camili Proje Müdürlüğü tarafından benimsenmiştir. Halkın sosyal problemlerini çözebilecek doğaya zarar vermeyen bir ulaşım ağına projemiz sıcak bakmaktadır. Şu anda bu havzada bütün yaylalara ve mezralara ulaşabilecek en fazla 4-5 saatlik bir ulaşım ağı mevcuttur. Bundan sonra yapılması gereken yollar ile ilgili proje yaklaşımı köy toplantılarında tartışılmış ve zorunlu ihtiyaçlara yönelik uzlaşma sağlanıncaya kadar görüşmeler devam edecektir.
Alanda yürütülen biyolojik çeşitlilik araştırmaları 2004 yılında sonuçlandırılacaktır. Yöredeki biyolojik çeşitlilik ve gen kaynağı bilinmemektedir ve bu konuda sürdürülen bilimsel araştırmalar sonuçlanmamıştır. Bu nedenle alanda gelişigüzel deneylerin yapılmaması için Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne kültür balıkçılığı çalışmaları yapmak yerine yörede doğal yetişen kırmızı benekli alabalığın yetiştirilmesi konusunda Camili Proje Müdürlüğü görüş bildirmiştir.
Son paragraf da kötü niyetli bir yaklaşımın ürünüdür. Yurtdışından sağlanan desteğin niteliği kredi değil, hibedir. Proje, uygulanabilir katılımcı bir yaklaşımla biyolojik çeşitliliğin korunması metodu oluşturmak ve doğal kaynakların sürdürülebilirliği için bir araştırma ve uygulama projesidir. Çevre, Orman ve Kültür Bakanlıkları ve Hazine Müsteşarlığı Türkiye Cumhuriyeti adına belirlenen ilke ve bedeller doğrultusunda projenin açık ve şeffaf bir şekilde yönetileceği ve harcamaların da bu yönde yapılacağını imzalayarak karara bağlamıştır. Periyodik süreler içerisinde yapılan çalışmalar ve karşılığında yapılan harcamalar Dünya Bankası elemanlarınca yılda en az 2 kere denetlenmekledir. 4 alanda Proje Yönetim Birimlerinin önerileri ve Dünya Bankasıyla müşterek hazırlanan Çalışma Planında gösterilen işler için Korunan Alan Yönetim Birimi Müdürlerinin teklifi ve Proje Yönetim Biriminin uygun görüşü doğrultusunda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Proje Yönetim Birimine bağlı Finans Birimince ödemeler yapılmaktadır. Harcamalar Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılmaktadır. Ayrıca, Çevre ve Orman Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından gerekli
görüldüğünde ya da şikayet olduğunda periyodik bir şekilde proje bütçesi kontrol edilmekte ve denetlenmektedir.
Bu konuyla ilgili sayın yazarın bildiği herhangi bir şey varsa, bilgi ve belgelerini ilgili kurum ve birimlere bildirmesi gerekmektedir. Kendisinin varsa usulsüzlüklerin ve yanlışlıkların düzeltilmesine yardımcı olması, şayet yoksa, başta yukarıda sayılan kurumlar olmak üzere hepsinden özür dilemesi gerekmektedir. Bu yaklaşım, BM ve Dünya Bankası’nın bundan sonra bu tür projelere destek sağlaması açısından önem arz etmektedir. 27 Eylül 2003.
Web Yönetiminin Notu: Bu yazı, röportaj içeriğiyle yakından ilgili olması dolayısıyla Sayın Prof. Dr. Davut Dursun'dan temin edilmiş olup, aynen yayınlanmaktadır.