Macahel Yazıları 1- Başlangıç

Çağımızda, özellikle sanayileşmeyle birlikte, çevre kirliliği ve bununla bağlantılı olarak çevrenin korunması, mevcut doğal güzelliklerin korunması gibi kavramlar, ulusal düzeyi aşıp, uluslararası boyutta önem kazanmış ve üzerinde uzlaşma sağlanan ender kavramlardan biri haline gelmiştir. Konuyu ulusal bazda ele aldığımızda, ideolojik olarak hangi görüşte olursa olsun hemen herkes, çevre kirliliğinden şikayetçidir. Çevrenin ve bu bağlamda doğal güzelliklerin korunması noktasında hemfikirdir. Bu durum, değişik siyasi rejimlerle yönetilen, dolayısıyla birbirinden oldukça farklılık gösterebilen Dünya Ülkeleri açısından da söz konusu olup, çevrenin, doğal güzelliklerin korunması konusundaki ortak düşünce, bu ülkeleri, konuyla ilgili uluslararası sözleşmelerin imzalanmasına kadar götürebilmektedir. Zira, Dünya'nın birçok yerinde çevre kirliliği artmış, doğal güzellikler, çeşitli nedenlerle yok olmaya yüz tutmuştur. Bu durum, sadece kirlenen veya yok edilen bölgeyi değil, diğer bölgeleri de etkiler bir çerçeve kazanmıştır. Bu noktada insanoğlu, doğa açısından en büyük tehlike olarak, yine kendini görmekte ve doğanın korunması uğruna birtakım fedakarlıkları göze almakta, doğaya zarar vermemek için çeşitli alternatif yollar aramaktadır.

İşte yukarıda belirttiğimiz ve tüm Dünya'nın aynı fikirde olduğu böyle bir ortamda, Macahel, eşinde nadir rastlanabilecek bir doğal güzelliği, yıllardır aynı şekilde muhafaza edebilmiştir ve etmeye de devam etmektedir. Hemen belirtelim ki, Macahel'in bu şekilde korunabilmiş olması, bölgede insan yaşamının olmamasından dolayı olmayıp, tam tersine, asırlardır yöreyi vatan edinmiş insanlar sayesinde, söz konusu muhteşem güzellik aynı şekilde kalabilmiştir. Bunun, yöre insanın yaşam tarzı, yörenin konumu gibi, "Macahel Yazıları"nın ilerleyen bölümlerinde ifade edeceğimiz birçok nedeni bulunmaktadır.

Uzun yıllar, çeşitli zorluklara rağmen, huzur ve sükun içinde yaşayan yöre insanı, son zamanlarda, doğanın korunması söylemiyle gündeme gelen bazı gelişmeler, doğru-yanlış çeşitli söylentiler nedeniyle, deyim yerindeyse diken üstündedir. Yöre insanı önce, kendileri adına, niyetlerinin iyi veya kötü olduğu belli olmayan birtakım kişi ve kuruluşların, kendi geleceklerini, yaşam biçimlerini kökten etkileyebilecek bazı girişimlere imza atmalarına ses çıkarmadı veya önemsemedi. Belki de yöre sakini olarak, kendilerine sorulmadan yapılan bu faaliyetlerin, kendilerini etkilemeyeceğini düşündü veya bu girişimlerin kendileriyle ne kadar ilgili olduğunun farkına varamadı. Çünkü, Devlet dışındaki diğer kişi ve kuruluşların, geleceklerini etkileyebilecek faaliyetlere girişemeyeceği konusunda Devletine güveniyordu ve Devletin devre dışı olduğu, bazı kuruluşların, sahip oldukları çevre sayesinde, istediklerini yapabilecekleri yönündeki tahriklere, bütün olumsuz çabalara rağmen halen de güvenmektedir ve güvenecektir. Ne zaman ki, malum gelişmeler, yöre yaşamını etkilemeye başladı ve karşı yöndeki söylentilerin gerçek olduğu yönünde deliller ortaya çıkmaya başladı, yöre insanı, inisiyatifi eline alma, yani kendi kaderini tayin etme konusunda ilk adımını attı ve Anayasal bir hakkını kullanarak, bütün bu olanları Devletine şikayet etti. Bu konuda, daha sonraki yazılarımızda ayrıntılı bilgi yer alacaktır.

Bundan başka,yöre insanının, "yöreyi temsil" noktasında, gerekli birliği sağlayamadığı, böyle bir potansiyele sahip olmadığı, örgütlenme sorunun bulunduğu şeklindeki söylemlere karşı da ilk adım atılmış ve "Macahel Bizimdir İnisiyatifi"i oluşturulmuştur. Gerçi, Macahel adına veya en azından bu isimle bazı kuruluşlar daha önce kurulmuştu. Ancak ne yazık ki, bu oluşumlar, bazı çıkar çatışmalarının ortasında yer almışlar ve yöre halkın şikayetçi olduğu noktalarda, yöre halkı yararına gerekli inisiyatifi kullanamamışlardır ve bu durum halen de değişmiş değildir. Bu kuruluşların, gerçekçi bir özeleştiri yapmamaları, halk nazarındaki güveni kaybetmelerini sonuçlayan etkenleri dikkate almamaları ve bu konuda, özellikle kurumsal çalışma açısından kökten değişiklikler yapmamaları, örneğin kuruluşların, birtakım kişilerin şahsi çıkarları yönünde yönetilmesini önlememeleri halinde, mevcut tablonun, gelecekte de değişmesi pek mümkün görünmemektedir.

Bu bağlamda, yöre insanın düşüncelerini, hakkıyla ve halk dışında kimseye diyet borcu olmadan, halkın çıkarı dışında bir çıkar düşünmeden temsil edecek alternatif oluşumların ortaya çıkmasından doğal bir şey yoktur. Hatta, yörenin geleceği açısından bu gibi oluşumlar, acil bir ihtiyaçtır, bir zarurettir. Bu noktada, "Macahel Bizimdir İnisiyatifi", böyle bir iddia ile yola çıkacak oluşumların, somut bir örneğini oluşturmaktadır. Belirtmek gerekir ki, mevcut kuruluşların, yukarıda belirttiğimiz değişiklikleri gerçekleştirmemesi halinde, bu gibi alternatif oluşumların ortaya çıkmasından rahatsız olma hakları yoktur. Zira böyle bir ihtiyacı, zarureti doğuran kişiler bizzat kendileridir ve bunun çözüm yolu yukarıda belirtilen yanlışların düzeltilmesindedir. Bu düşünceden hareketle, Macahel Bizimdir İnisiyatifi, mevcut kuruluşların, yöre insanının temsili konusunda esaslı kararları alacağı ve yukarıda belirttiğimiz reorganizasyonu (yeniden yapılandırmayı) gerçekleştireceği ümidiyle, henüz bir "İnisiyatif" şeklinde ve kurumsal olmayan bir yapıdadır. Ancak, İnisiyatif, sözü edilen beklentinin gerçekleşme olasılığının ortadan kalkması durumunda, kurumsal yapısını da oluşturmaya hazırdır.

Bir giriş, başlangıç niteliğini taşıyan bu yazımızın sonunda, yazı dizisi olarak yazmayı düşündüğümüz "Macahel Yazıları" konusunda kısa bir bilgi vermekte yarar vardır. Bundan sonraki yazımızda, Macahel'in sorunlarını çözme noktasında ortaya atılan plan ve projeler bağlamında, "Macahel'in Gerçek Sorunlarını ve Çözüm Yolları"nı, yöre insanın şikayetleri doğrultusunda, temel bazı başlıklar halinde ortaya koymaya çalışacağız. Daha sonra, pilot bölge olması nedeniyle, Macahel'in geleceğini etkileme özelliğini taşıyan "Türkiye Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi" veya bilinen adıyla GEF Projesini, içeriğiyle beraber, özellikle Macahel'in hangi nedenlerle veya hangi gizli amaçlarla veya çıkarlarla proje kapsamına sokulduğu, farklı bir ifadeyle pilot bölge seçildiği yönüne dikkat çekerek irdelemeye çalışacağız. Daha sonra ise, yörede faaliyette bulunan sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini, yöre insanının çıkarlarını esas alarak değerlendireceğiz. Son olarak ise, yöre insanının, bütün bu gelişmelere karşısında, gerek şu ana kadar açıkladığı gerekse açıklamayı düşündüğü duygu ve düşüncelerinden hareketle, yörenin geleceği açısından bazı çözüm önerileri sunmaya gayret edeceğiz.


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi