Galiba festivalleri de yozlaştırıyoruz...

Son yıllarda nerede ise her şehirde, kasabada ve beldede festivaller düzenleniyor. Bununla ilgili haberler yerel ve ulusal basının gündeminde yer buluyor. Çoğu kez bu festivaller yörenin önemli bir ürünü veya tarihi adıyla isimlendiriliyor: Kiraz festivali, karpuz festivali, bal festivali gibi...

 

Bu tür festivaller yörenin yerel yönetimlerince veya belli sivil toplum örgütlerince tertip ediliyorlar. Halk festival günü bir araya geliyor, törene katılan yörenin yetkililerinin nutuklarını dinliyor, eğlencelere ortak oluyor, gülüp ve eğleniyor, yöresel ürünlere ilişkin yarışları takip ediyor.

Bu tür mekanlar yöneticilerle halkın buluşma yerleri oluyor. Genellikle yaz ayları düzenlendiği için yöre milletvekilleri, yöreden çıkan önemli simalar, tatillerini buralarda değerlendiren ziyaretçiler de festivallere katılma imkanı buluyor. Bu bakımdan bir buluşma, kaynaşma ve görüşme zemini oluşturuyor. Bu bakımdan yararlı ve yaşatılması gerekli bir faaliyet olarak dikkat çekiyor.

Ancak şehir ve kasabalar arasında bir tür yarışa dönüşen festivallerin giderek çığırından çıktığı, toplumun tepkisine yol açan bir yoz eğlence faaliyetine dönüştüğü dikkatlerden kaçmıyor. Esasında yörede yetişen çeşitli ürünlerin tanıtılması, üreticilerle tüketicilerin buluştuğu ve ilgililerin karşı karşıya geldiği bir mekan olması gereken festivaller sadece oyun oynanıp dans edildiği, çeşitli şarkıların profesyonel belli gruplar tarafından söylendiği bir faaliyetle sınırlı kalıyor.

Mesela bir yörede "Bal ve Arı Festivali" adıyla bir festival düzenleniyor. Programa bakıyorsunuz bal ve arı ile ilgili nerede ise hiçbir şey yok. Sadece yöredeki bal üreticilerinin daha önceden teslim ettikleri ürünleriyle ilgili bir yarışmanın sonucunun açıklaması var. Ortada yörede üretilen çeşitli balların sergilendiği ne bir tezgah, ne de bir farklı ortam var. Festival günü yapılan konuşmalara bakıyorsunuz ne bal, ne de arıdan söz ediliyor. Törene gelen zevatın bildik nutukları ve akşama kadar devam eden bilinen danslar, oyunlar, şarkılar...

Festival türü toplantılar ve faaliyetler şehir ve kasabaların tanıtımı, ürünlerin sergilenmesi ve üretici ile tüketicilerin karşı karşıya gelmeleri için son derece önemli etkinliklerdir. Bu bakımdan bu tür faaliyetlerin önemsenmeleri gerekiyor. Hatta yerel otoritelerce desteklenmesi, daha verimli ve yararlı hale getirilmesi için katkı yapılması gerekiyor. Benim dikkat çekmek istediğim nokta bunun giderek yozlaşma eğilimi gösterdiği ve bir tür şarkı ve danslardan ibaret faaliyet olarak icra edilmesidir. Bir kültür festivalinde yöresel şarkıların, türkülerin söylenmesi, dansların oynanması asla yadırganmaz; ancak kiraz, bal, kavun gibi belli ürünlerle sembolize edilen festivallerde bu ürünlerden çok yöre ile hiçbir ilgisi olmayan şarkı, türkü ve danslarla gündem doldurulursa bunun festival olma özelliğinin ortadan kalktığına işaret etmek istiyorum.

Bizim bir özelliğimiz vardır; modalaşan bir şeyi çığırından çıkarır, sulandırır ve temel işlevinden uzaklaştırmakta üstümüze yoktur. Korkarım bu festivaller konusunda da benzer bir eğilim sezilmektedir. Festivalleri organize eden, bunlara destek veren yerel otoriteler, sivil toplum örgütleri ve kişilerin bu tür faaliyetlerin temel amacına dikkat etmeleri ve en fazla faydayı elde edecek şekilde programlamaları gerektiği ortadadır. Gazino türü eğlenceye dönüşen toplantılara herhalde festival demek mümkün değildir.

Web Yönetiminin Notu: Bu yazı, {http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2004/agustos/24/ddursun.html} adresinden aynen alınmıştır.


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi