Macahel'den Bir Mektup

Değerli Macahel Bizimdir Bülteni yapımcıları, Camili Halkını uyardığınız için teşekkür ederim. Üstü kapalı meseleleri açığa çıkarmanızı bekleriz.

  Ülkemiz Avrupa’ya üye olmak için arayış yaparken Camili’deki insanlar herhalde unutulmuş görünüyor. Burası hala açık ceza evidir.  Bazı Macahelli vatandaşlarımız zaten böyle istiyor. Bir zamanlar buraya ticari amaçla kimse girmesin diye bazı yetkili kurumlara Camili’den birkaç kişi veya bazı kişiler müracaat ettiler. Yabancıların girmesini yasaklamak istediler. Çünkü Macahel’de önceleri hane sayısı çok idi. Dolayısıyla hayvan sayısı da çok idi. Onun için bazı uyanıklar buradaki malı ucuza kapıp para kazanmayı amaçlıyordu. Şimdi ise hane sayısı azaldı, hayvancılık da azaldı. Bu sefer tam tersi oldu. Yabancıları getirip insanların sırtından para kazandırıyorlar. Benim bir sözüm var: “Macahel’e yabancı zarar veremez, yine Macahelli zarar verir” demişim. Çünkü ilerisini düşünmeyip günlük cüzi menfaatler için her şeyi göze alıyorlar. Macahel insanında, insanlığın bu kadar ucuz olacağını bilmezdim. Nerde o eski insanlar... Keşke Macahel dul kalacağına bakire kalsaydı. Çünkü bir gün gelir Macahel Aydınları sahip çıkar.

  Ben Vakfa, Derneğe karşı değilim. Kooperatiflere de karşı değilim. Sadece yapılan yanlışlara karşıyım. Vakıf, Dernek, “ayı, çiçek, böcek, doğa” diye tutturdu, “önce insan” demedi. Ayhan Şahenk Vakfı var, ben öyle vakıf isterdim. Kooperatiflere gelince, Macahel’de (4) köyde Tarımsal Kalkınma Kooperatifi var. Ne yapıyorlar belli değil. Tarımsal amaçlı çalışmaları yok. Çünkü rant peşinde koşuluyor. Dernek, 1. ayın 17 sinde seçim yaptı, Macahel’de ne muhtarların ne halkın haberi olmadı. Niye olsun, herkes şahsi çıkarı peşinde ve ben baş olayım zihniyetinde. Zaten bu yöre tarihinde hep baş ben olayım kavgası olmuş.

  Benim yaşım 62. 90-100 yaşında dedelerime de yetiştim. Macahel’in 150 sene önceki yaşamı ile bugünkü durumu arasında sadece insanlarda değişme var. Macahel aynı değilse de fazla bir değişme yok. Çünkü pazarı yok, genci barındırmıyor, iş sahası yok. Bunun sebebi yörenin kapalı kutu şeklindeki yapısı. Çözümü tüneldir diyebilirim. Ama muhtar olarak kurumlardan ve yetkililerden duyduğum, tünelin yapılamayacağıdır. 80-120 trilyon maliyeti var diyorlar. Bazıları da niye olmasın mantığı biz birbirimizi aldatmayalım. 1999 yılında Camili’ye bir Paşa geldi. O toplantıda sayın Hasan Şimşek, Macahel’in balını, suyunu, havasını, doğasını övdü. Paşa’nın cevabı şöyle: “Buranın suyundan, doğasından bir şey çıkmaz. Burası bir tatil köyü olur. Burada insan güzelliği var. Bunu kaybetmeyin” dedi, o da kayboldu. Buna da sebep olan Tema. Çünkü halk ikiye bölündü. Temacı-Tema karşıtı diye birbirine düşmüştür millet. Hal böyle iken aklıma şu geliyor; madem tünel yapılamaz, tatil köyü olur, ne yapılması lazım? Devletimize seslenmek lazım: Ya tünel, olmazsa buradan nakil hizmeti verilecek yere nakil! Bana karamsar diyeceksiniz. Ama biz bunları yaşıyoruz ondandır.

  Macahel’de kanayan yara var. Çok derin bir yara bu. Bu yaranın sarılması, kanayan yaranın durdurulması lazım. Çünkü Macahel’de olup bitenler insanları daha da sıkıntıya sokacak. Biz artık üretici değil, tüketici olduk. Para girdisi yok, masraflar çok. Bağ-Kur maaşları olmasa işimiz zor. Bunların sebebi gençlerin beynini yıkadılar. Köyde tarımı, hayvancılığı istemiyorlar. “Bırakın hayvanı, doğa temiz kalsın, size daha rahat yaşam sürdüreceğiz. Burası cennettir. Kayak merkezleri, kış turizmi, yaz turizmi getireceğiz. Rahat yaşantınız, bol paranız olacak” dediler. Gençler de inandı.

  Şimdi buraları korumaya alıyorlar, tamamı resmileşmemiş, ama kağıt üzerinde hazırdır. Kuş türü sahası, yaban hayatı sahası, bilimsel eğitim sahası tespit halinde duruyor. Efeler’de 1453 Hektar Bakanlık onayı ile resmi koruma gerçekleşmiştir. Kalan bölüm dediğim gibi kağıt üzerindedir. Bu da gerçekleştirilirse burada hayat tamamen ölür.

  Başka ne diyeyim. Köyde benim muhtarlığım sona erdi. Daha da kolay at oynatacaklar. Sözlerimi Nasrettin Hocanın fıkrasıyla bitiriyorum:

  Nasrettin Hoca bir gün mezarlıktan geçerken, mezar taşlarındaki yazıları okumuş. Hüseyin Ağa 3 gün yaşadı, Mehmet Ağa 2 gün yaşadı, Hasan Ağa 1 gün yaşadı diye okuyunca korkmuş. Azrail buradadır demiş ve kaçmış. Kaçarken köyün ağası görmüş, yakalatmış. Kimsin, niçin kaçıyorsun diye sormuş. Ben Nasrettin Hocayım. Azrail’den kaçıyorum, burada bir yerdedir. Çünkü burada 3 günden fazla yaşayan yokmuş demiş. Köyün Ağası, o insanın anısı yazılmıştır demiş, ya ben ölürsem hiç yaşamış yazın demiş. Gerisi malum, burası Macahel!

Sizlere bir ricam; Macahel’i rant çevrelerine karşı aydınlatıcı yazılarınızla koruyacağınıza inanıyor, esenlikler diliyorum. 20.02.2004.

* Sn. Cemal Kahya, MBİ. Onur Üyesi olup, Efeler Köyü'nün eski muhtarıdır.


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi