Öküz Altında Buzağı Arama mı Yoksa Gerçeğin Ta Kendisi mi?: Tema ve Macahel’le İlgili Sivil Toplum Kuruluşları’nın Düşündüren Faaliyetleri

Doğa koruma ile başlayan, arıcılık ve turizmle devam eden müphem faaliyet sürecine yeni bir unsur daha mı katılıyor? Bazı gelişmeler, kendi halinde alt kültürünü yaşayan Macahel’in bu yönüne de farklı amaçlarla el atıldığı izlenimini ister istemez düşündürüyor. Yanılmayı, bu tür bir amacın olmamasını çok isterdim, ancak yöredeki gelişmelere duyarlı biri olarak bu konuya eğilmeden geçemedim.

  Macahelin bu yönüne ilişkin gelişmeleri takip etmeye çalışan biri olarak, yörenin kültürel boyutuyla ilgili farklı amaçlarla bazı girişimlerin yapıldığını, bu konuyla bazı kesimlerin ilgilendiklerini  sezinleyebiliyorum. Bu sezinlerim temelsiz de değil. Bazı somut veriler bunu doğruluyor gibi: Bu konuyla özel olarak ilgilenen kişiler Tema’nın Macahel’de yürütmeye çalıştığı projelerde aktif olarak, Camili’deki betonarme otelin yapımından  diğer faaliyetlere kadar -festivaller dahil- çalışıyorlar, elbetteki bir yandan da kendi amaçlarını icra ediyorlar.

 Size somut bir örnek olarak, Macahel’de oldukça tartışma ve rahatsızlık yaratan ‘Macahel Korosu’ topluluğunun, kaynağını yöresel yaşamdan alan (düğünlerde, tarlalarda, bahçelerde ve yaşamın diğer alanlarında söylenen) şarkı ve türkülerimizin farklı amaçlara alet edilmesinden bahsedeceğim. Yörede bu konuda kültürel birikimi olan özellikle yaşlı insanlarımızı asıl amacın dışındaki gayelerine alet etmişlerdir; hatta bu güzide insanlarımıza bir vefa-minnet duygusu oluşturmak ve bundan yararlanmak amacıyla açıktan para verilmek istenmiştir. Daha ilginç olanı, yöreye yönelik işe yarar bir faaliyeti bulunmayan Camili Derneği’nin de bu tip bir faaliyette isminin geçmesi. Sonrası ise daha acıklı ve düşündürücüdür. Gerekli resmi izinler gürcü halk şarkıları konserleri adı altında kolayca alındı ve Tiflis şehrine gidildi. Bu konserler icra edildikten sonra ne oldu dersiniz. Macahel çok sesli korosu üyelerine konser organizasyonuyla hiç ilgisi olmadığı halde kiliseler gezdirildi, buralarda fotoğraflar çektirildi, bazı resmi erkan ziyaretlerinin yanında patriklerle görüştürüldü. Bir saygısızlık örneği sergilendi, yemeklerde domuz eti verilmek istendi. Bütün bu veriler yukarda bahsettiğim başka amaçların göstergesi kuşkusuz. Özellikle kilise, patrik ziyaretleri, domuz eti servisi ve konser haberleri  verilirken konser organizasyonuyla ilgili bir tek dahi fotoğrafa yer verilmezken, boy boy kilise önünde çekilen resimlerin öne çıkarılması işin misyonerlik boyutunun ip uçlarını veriyor. Biliyoruz ki misyonerler ya insanların zor anlarından (doğal afetler gibi) yada etnik farklılıklarından (bu olayda olduğu gibi)  yararlanarak faaliyet gösteriyorlar.

 Bütün  bunlara ek olarak bu faaliyet, ‘Dünya Macaheli ayakta alkışladı’ başlığını taşıyan haberlerle kamuoyuna yansıtıldı. Halbuki dünya alkışlamadı, belirli bir misyon için toplanan kişiler alkışladı. Macaheli değil, salt müzik organizasyonu denilerek yanıltılan bazı insanlarımızı alkışladı. Tüm Macahelin alkışlandığı belirtilerek, adeta Macahel de bu misyonun bir parçası olarak gösterilmeye çalışıldı. Hatta aşağıda değineceğim Camili Derneğinin ""bal festivali ilanı”ndaki “Bu Koro yörede yaşayan halk tarafından oluşturulmuş....” şeklindeki ifade ile de benzer bir saptırma yapılıyor.

Şunu da belirteyim ki, Macahelli biri olarak, yöresel yaşam kültürünün korunmasının gerekliliği konusunda kuşku duymuyorum. Ama bu güzide kültürel birikimin, bu tip müphem, misyonerlik ve ayrılıkçılık kokan faaliyetlere alet edilmesini hiçbir şekilde tasvip etmiyorum. Macahelimin, ayrılıkçılık, misyoner, patrik, kilise gibi kelime ve olgularla birlikte anılmasından dahi son derece rahatsızım.

Diğer yandan Macahel Vakfımızın iyi niyetle gerçekleştirilen bazı faaliyetleri altında da bu türden izlenimler edinmiyor değilim. Folklor oyunları adı altında sanki yerli bir eğitmen yokmuşçasına yabancı bazı kişilerin bu konuda rol alması  düşündürücü. Gerek Tema gerekse Macahel gibi Vakıf statüsündeki sivil kuruluşların amaçları dışında bu tip hassas faaliyetlere girişmesinin, bunlara izin vermesinin sorumluluk doğurabileceğine de dikkat çekmek isterim.

Yazıyı hazırlarken bir başka sivil toplum kuruluşumuzun internet sayfasındaki (www.macahel-cevre.org) festival ilanına ilişkin rastladığım bir yazı beni gerçekten şoka soktu... Acaba burada ismi anılan Macahel benim Macahelim miydi? Hayır burası değil, aynı isimli başka bir yerden mi söz ediliyor diye yazıyı ibret, hayret ve büyük bir üzüntü ve endişe ile tekrar tekrar okudum. Düşünmeye ve bunun arkasındaki sebepleri araştırmaya başladım...Ben öküz altında buzağı mı arıyorum diye düşünürken bu yazıyı gördüm. Yazı aynen şöyle: “El değmemiş ormanları, yaylaları, şelaleleri, vadileri, zengin endemik bitki türleri, kemer taş köprüleri, kiliseleri, manastırları, dopdolu kültürel mirası ve cana yakın insanları ile Doğu Karadeniz'in yeni keşfedilen bir bölgesi “Macahel Vadisi“ sizleri bu yıl Camili (Macahel) Çevre Koruma ve Geliştirme Derneğinin Düzenleyeceği “4. Kafkas Arı ve Bal Festivali”ne bekliyor.” Şaşırmamın sebebi, doğup büyüdüğüm, bunca yıldır yaşadığım bir yerin “kilise ve manastır”larla dolu bir yer olarak sunulması....Benim bildiğim, bir odadan ibaret bir harabe dışında, manastır, kilise bir yana, bir “kilise harabesi” dahi yok. Durum böyle iken konuyla hiçbir ilgisi olmayan bir “bal festivali ilanı”nda gerçekdışı bu abartının sebebi ne??? Macahelde gerçekte tarihi değer taşıyan böyle yapı veya yapılar olsa başım üstüne...

Son olarak ‘diasporadan anavatana uzanan ses’ başlığı altında oldukça düşündürücü ve hayret verici bir yazıya değinmek istiyorum. Yazıda sözü edilen ‘anavatan’ yabancı bir ülke, diaspora da Macahel. Yazıda Macahelin sözde anavatandan ne şekilde kopartıldığından dem vuruluyor! Oysa Macahel halkı yıllar önce yapılan oylamayla anavatanını kesin bir şekilde belirlemiştir.

 Bütün bu faaliyetlere ve yazılara cevap olarak şunu diyebilirim; Macahelin tarihsel mazisini de dikkate alarak bugünkü durumuna baktığımda bunların hiçbir şekilde gerçek Macahel halkında yer bulamayacağından, yıllarca yaşam kültürüyle kendi halinde yaşamış yöre insanının bu tür huzur bozucu suni girişimlere diğer suni girişimler (Tema’nın ve GEF’in Macahel’deki sözde doğa koruma faaliyetleri) gibi gereken cevabı vereceğinden eminim.

 İnşallah öküzün altında buzağı aradım. Ne dersiniz?

turhanaydin08@yahoo.com 


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi