Muhalif İmza Kampanyası

Hatırlatma ve Düzeltme

Merhaba dostlar, önceki yazımda Macahel Vakfının, Macahel halkının Tema Vakfını istemediğine dair verdiği dilekçe karşısında, halkın yanında yer almamasının sebeplerini belirtmiştim. Bu yazımın sonunda, muhalif bir imza kampanyasının olduğunu ve bunun sözüm ona entellektüel ve ideolojik (sol) ittifak olduğunu söylemiştim. Kampanyanın gelişiminde entel yön kalmadığı ve olay artık bir nevi kim imzalarsaya döndüğü için bu konu üzerinde durmayacağım. Aldığım duyumlar ve konuştuğum bazı kişilerden anladım ki, yazımın ideolojik (sol) kısmı yanlış yorumlanmış. Bazı sosyal demokrat arkadaşlarım, bu yazıyla kendilerine bir saldırı yapıldığı vehmine kapılmışlar. Oysa böyle bir şey, dediğim gibi vehimden başka bir şey değildir, yazımın dikkatle okunmamasıdır. Zira sosyal demokrasiyi savunan biri olarak, kendi kendime saldırmam söz konusu olamaz. Benim eleştirdiğim ve bu yazıda eleştireceğim husus, sosyal demokratlığı, solculuğu kılıf yaparak, sosyal demokratlıkla tamamen ilgisiz, o ideolojik görüşle zıt eylemlerin yapılıyor olmasıdır. Zaten geçen yazımın sonunda, halk için varolan sosyal demokratlardan söz etmiştim. Yoksa amacım, bazı basit insanların yaptığı gibi, kimseyi sırf ideolojik görüşü için yargılamak veya daha büyük bir basitlikle insanlara ideolojik yafta vurmak değildir.

Solculuk, sosyal demokratlık bu mu?

Bildiğimiz kadarıyla bir dünya görüşü olarak solculuk veya daha teknik bir tabirle sosyal demokratlık, sosyal demokrasiyi, yani halkın görüşlerinin egemen olmasını, ezilmiş, zor durumdaki halkın haklarını savunmaktır. Burada ezici güç, klasik tabirle sermayedir, güçlü olandır ve bu gücünü zayıfı ezmede çekinmeden kullanandır. Sosyal demokrasi, tarihi gelişim itibariyle, vahşi kapitalizm denen zengin (patron) hegemonyasının, işçi yani emekçi kesimi ezmesi, onların hakkını hiçe sayması, onlara söz hakkı vermemesi nedeniyle ortaya çıkmıştır. Zayıf halkın adeta bir haykırışıdır. Oysa yazımın konusunu oluşturan imza kampanyası, sosyal demokrasi adına düzenlenen, zamanında hararetle bu düşünce tarzını savunmuş kardeşlerimizin öncülüğünü yaptığı bir organizasyondur. Bu kardeşlerime sesleniyorum: Beyler, bu ne yaman çelişkidir? Bir kısım sermaye sahiplerine karşı hakkını arayan Macahel halkının imzaları dururken ve siz benimsediğiniz (veya öyle zannettiğim) görüş gereği sermayenin karşısında, zayıf tarafın yanında yer almanız, bunun öncülüğünü yapmanız gerekirken, sermayenin halkı daha kolay ezmesi için mi böyle bir kampanya başlattınız?! Bumudur sosyal demokratlık, bumudur solculuk? Daha ileri olarak halk (proleterya) iktidarı bumu? O zaman şunu söyleyin: "Bu fikirler geçmişte kaldı, modası geçti. Yanlış düşüncelerdi. Artık yaşasın kapitalizm!" Siz bunu söyleseniz de unutmayın ki her zaman halkı, zayıf tarafı savunanlar çıkacaktır ve her türlü zorluğa rağmen halkın hakkını arayacaktır.

Solculuk öldü yaşasın menfaatçilik!

Aslında yukarıdaki başlığı, "solculuk-sağcılık öldü yaşasın menfaatçilik!" olarak düzeltmek daha doğrudur. Çünkü artık günümüzde, eskiden büyük bir heyecanla savunulan düşünce biçimleri etrafında birliktelik yerine, kapitalizmin bir zaferi (!) olarak kapital, yani sermaye, para üstüne ittifak söz konusudur. Her ne kadar bu imza kampanyasına, başta ideolojik birliktelik dediysem de bunun doğru olmadığını yukarıda açıkladım. Çünkü yapılan eylem, söz konusu ideolojinin tam karşısında yer almaktadır. Yani ideoloji sadece elbise hüviyetinde, sözde kalmıştır. O halde bu birlikteliğin temel taşı nedir? Kampanyaya katılan sözüm ona bir kısım muhafazakarları (!) da görünce bu ortaklığın çimentosu gün gibi ortaya çıkıveriyor. Bu kampanya, işin farkında olmadan, cici sözlere kanarak imzalayanlar bir kenara bırakılacak olursa, aslında tamamen bir menfaat birlikteliğidir. Birmacahelli'nin dediği gibi "idraklar kiraya verilmiştir". Buradaki menfaatin, sermayenin kaynağı ise halkın kendi emeğiyle mücadele ettiği Tema'dır. İşin biraz daha perde arkasına bakıldığında, Dünya Bankasından gelen pastadır. Pastadan pay almak isteyenler güruhu, solculuğu, sağcılığı bir tarafa atmışlar, yani üzerlerindeki elbiseyi çıkarmışlar ve gerçek yüzleriyle, çıplak olarak ortalıkta dolaşmaktadırlar. Yani elveda ideoloji veya boş ver ideolojiyi, merhaba sermaye, kapital, para!!!

Sermayenin paralı askerleri veya maşalar

Macahelde oynanan filmin önceki bölümlerini hatırlarsanız, Tema halktan yediği tokat üzerine, bir kenara ittiği Macahel Vakfına koşmuş ve son kale olarak buradan medet ummuştu. Çünkü halkın seçtiği hakem Vakfı sıkıştırmaktaydı. Her ne kadar Vakıf, toplanan imzaların ciğerine beş para değer biçmese de, imzalayanları adam yerine koymayıp müsvedde saysa da ve bu şekilde bu emek hareketini lekelemeye, susturmaya çalışsa da ortada yüzlerle ifade edilen imzalar vardı ve hakemde oluşan soru işaretlerini giderebilmek için kendisinin de ciğeri beş para eder ve adam müsveddesi olmayan imzalar toplaması gerekiyordu. Bunu kadrolu elemanlarıyla yapamazdı. Çünkü halktan tepki alabilirdi. Bu ateşi elle tutmaya benziyordu. O halde, halka karşı yine halk içinden kişilerle bu işi yapma (ki yöredeki birçok faaliyette bu yöntem kullanılmaktadır) ve böylece tepkileri bu kişilere yöneltme veya tepkiyi azaltma yolunu tuttu. Ateş elle tutulmaz, maşayla tutulur misali, halk arasından paralı askerler tutmak en akıllıca yoldu.

Macahel Vakfı bölünüyor mu?

Yine aldığım haberlere göre, bu kampanyanın hazırlık aşamasında, vakıf içerisinde bu eylemin vakıf olarak gerçekleştirilmesi gerektiği tartışılmış. Zira Temanın Vakfa önemli yardımlar yaptığı ve bu vefa (diyet) borcunun ödenmesi amacıyla bu kampanyanın vakıfça düzenlenmesi gerektiği ileri sürülebilmiş! Neyse ki vakıf içinde halka olan saygısını, daha doğrusu aslını, geldiği yeri unutmayan insanlar, ortada toplanmış imzaların bulunduğu ve muhalif imza kampanyasının bölücülük olacağı gerekçesiyle bu talihsiz harekete engel olabilmişler. Toplanan imzalara bakıldığında, bu talihsiz harekete hangi yöneticilerin destek verdiği, hangilerinin karşı durduğu kolaylıkla anlaşılabiliyor. Sonuçta belki vakıf olarak kampanya yapılmıyor, ama bir kısım yöneticiler en ön safta kampanyaya katılıyor.

Kampanyanın anlamı!

Acaba Macahel halkı tarafından toplanan imzalar ortada dururken, yine Macahel asıllı kişilerin muhalif bir kampanya yürütmeleri ne anlama geliyor? Belki bu kampanya yine Macahelde yaşayanlar tarafından, yani daha önceki kampanyaya katılan çoğunluğun dışında kalan azınlık tarafında yapılıyor olsaydı, demokratik bir hareket olarak nitelenebilirdi. Çünkü çoğunluk Temayı istemezken azınlık bu vakfı isteyebilirdi. Oysa azınlık olarak nitelendirdiğim yöre halkı tamamen demokratik teamüllere uygun davrandı ve düzenin bozulmaması noktasında şimdiki çoğunluğun kararına saygı gösterdi. Çünkü biliyorlardı ki yarın başka konularda kendileri çoğunluk olacaklardı ve bu sefer ötekiler kendilerine saygı gösterecekti. Ancak yöreyle ilişkisini neredeyse sıfıra indirmiş ve sadece Macahel "asıllı" olarak kalmış bir kısım kişiler, sanki Temanın yöredeki faaliyetlerine kendileri muhatapmış gibi bu faaliyetleri destekledikleri yönünde bir eyleme öncülük ediyorlar. Beyler, siz Vakfın yöredeki hangi faaliyetine muhatapsınız ki bunlardan memnun olduğunuzu ifade ediyorsunuz? Yoksa siz oradaki halk adına mı konuştuğunuzu zannediyorsunuz? Bu yetkiyi acaba size kim verdi? Ya da onlar cahil biz biliriz şeklindeki aydın despotizmini mi göstermeye çalışıyorsunuz? Sonuç itibariyle bu kampanya hiçbir anlam ifade etmemektedir. Çünkü kampanyaya katılanlar olayın tarafı, yetkilisi değildirler. Olayın muhatabı olan kişiler kararlarını çoktan vermişlerdir.

Bu sefer gelecek yazımın konusunu belirtmiyorum. Sürpriz olsun. Sağlıcakla ve dostça kalın... 

Web Yönetiminin Notu: Bu yazı (...) sitesinin yazarlar sayfasında "Çuvaldız" isimli köşede, aynı isimle yayınlanan yazıdan alınmıştır.


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi