Macahel Vakfı'nın Geleceği

Giderek Macahel Halkı vicdanında etkisi ve halk nezdinde meşruiyeti azalan Macahel Vakfı’nın geleceğinin tartışmaya açılması gerekiyor. Vakıf, hem sosyal yapının değişmesi hem de izlediği politikalar sonucunda etkinliğini giderek kaybetmekte, eskiye nazaran halkın ilgisine mazhar olamamaktadır. Kuruluşu sosyal bir ihtiyaca dayanan Vakıf, sosyal ihtiyaçların değişmesi ve halktan kopuk, halka karşı izlediği politikalar nedeniyle varlık amacını ve meşruiyetini kaybetmiştir.

Söz konusu sosyal değişimin temelinde göç ve şehirleşme olguları yatmaktadır. Macahel’den İstanbul’a 1950’li yıllardan başlayan ve 1980 ve 1990’lı yıllarda hızlanan bir göç süreci yaşanmıştır. Göç iş imkanlarının yoğun olduğu İstanbul gibi büyük şehirlere doğru olmuştur. Büyük şehirde ilk zamanlarda Macahellilerin dayanışma, kültürünü koruma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaçların karşılanmasına yönelik ortak bir kurum arayışı Macahel Vakfı’nı ortaya çıkarmıştır. 1995 yılında kurulan Vakıf, başlangıçta yoğun bir ilgiyle karşılanmıştır.

Macahel Vakfı, hem de İstanbul gibi büyük şehirde karşılaşılan sorunlardan kaynaklanan dayanışma ihtiyacını karşılanması yönünde beklenti oluşturmuştur. Bunun yanında Vakıf, kendine özgü sorunlar yaşayan Macahel yöresinin sorunlarının çözümüne katkı sağlaması yönünde umut olarak görülmüştür.

Zamanla Macahel Halkı, büyük şehirde hızlı bir adaptasyon süreci geçirmiş, şehirleşmiş ve yerel duyarlılıklardan uzaklaşmaya başlamıştır. Bu süreçte ekonomik gelir düzeyi, eğitim seviyesi ve kendine güveni artmıştır. Şehirleşme sürecinde şehir kültürü benimsenmiş, ‘Macahellilik’ kimliği ikinci plana düşmüştür. Macahellilik kimliğini korumaya dönük kurumların kimlik inşasındaki önemi de giderek azalmıştır.

Yukarıda bahsedilen şehirleşme olgusunun yanında Macahel Vakfı, Macahellilerin beklentilerini ve söz konusu değişimi yönetmekte pek başarılı olamamıştır. Bu sonucun ortaya çıkmasında Vakıf yönetiminin halktan kopuk politikalar izlemesinin etkisi büyüktür. Halktan kopuk politikaların yönetim zihniyetinin bir yansıması olduğu da söylenebilir. İstisnası olmakla birlikte Vakıf yönetiminde etkili olan temel felsefe “halka rağmen halk için” anlayışıdır. Bu anlayışta halkın kendisi için “iyi”yi bilemeyeceği; bu nedenle iyiyi bilen, “aydın” kesimlerin halk için karar vermesi gerektiği düşüncesi vardır. Vakıf yönetimine de bu anlayış egemen olmuştur. Vakfın hem Macahel Halkıyla hem de yöre dışı kurumlarla ilişkilerinde bu anlayışla hareket edilmiştir. Macahel Halkı için “iyi” olarak düşündükleri birçok uygulamayı, halkın büyük çoğunluğunun karşı çıkmasına rağmen desteklemiş, bu kurumların Macahel’deki faaliyetlerini kolaylaştırmışlardır. Bu toplumsal tabandan yoksun politikalar, halkın Vakfa karşı bakışını etkilemiş, Vakfın halk nezdinde güvenilirliği ve meşruiyeti aşınmıştır.

Vakfa ilgi noktasında değişime ilişkin bir takım göstergelere bakılabilir. Örneğin, bayramlaşma kutlamalarına halkın ilgisi giderek azalmaktadır. Ayrıca, halkın ekonomik durumu iyileşmesine rağmen Vakfa maddi destek verme konusunda isteksizdir. Halk, kendisini doğrudan ilgilendiren konular (arazi ve diğer köy meseleleri) dışında Vakıf faaliyetlerine ilgisiz durmaktadır. İstanbul Macahel gençliği de Vakıf faaliyetlerine katılmamakta veya çok sınırlı katılmaktadır.

Bu gelişmelerle Macahel Vakfı “tabela vakfı” olma durumuna evrilmekte, sosyolojik ömrünü tamamlamaktadır. Dolayısıyla Vakıf, Macahellilerin toplumsal ihtiyaçlarına cevap verememektedir.  


Haberin kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org
Macahel Bizimdir İnisiyatifi