Yazan : MacahelBizimdir


 GEF-II’nin açıklamasına yanıt ve yanıtlanması beklenen sorular

GEF-II Camili yönetimi sitesinde, küçük hibe başvuru formu hakkındaki eleştirilere yönelik bir açıklama daha yapıldı. Açıklama şöyle: “Proje Yönetim Birimi ilgili olan ya da olmayan bütün gruplara açıktır.Şeffaf yönetim,ortak karar alma felsefesi doğrultusunda hareket eden yönetim bütün görüş,öneri ve eleştirilere açıktır.Hibe başvuru formundaki ifadelerin sadece özelde Camili Proje alanı için olmadığı ortadadır.Projenin ülkemiz genelinde 4 pilot alanda da yürütüldüğü unutulmamalıdır.Geleneksel kullanım tabiri mevcut yasalarda da vardır. Doğru olan herkesin doğru bildiği yolda adımlar atmasıdır.Eğer doğru olan geleneksel kullanım ise herkes o yolda çaba harcamalıdır. Proje Yönetim Birimi bu konuyu yönetim planında da işlemektedir. İlgi duyanlar bu konuda detaylı bilgi alabilirler.Hibe başvuru formunu doldurmak için uzman desteğinin sağlanması hedeflenmektedir."

Tekrar ifade etmeliyim ki, konunun bu şekilde kamuoyu nezdinde şeffaf bir biçimde, karşılıklı görüşlerin ileri sürülerek tartışılması yönündeki adımlar çok yerinde. Ayrıca yönetim biriminin açık, katılımcı olduklarını belirtmeleri de önemli. Çünkü şu ana kadar böyle bir görüntü yoktu. Umarız bu sözler, uygulamada da kendini gösterir, yörelilerce (ilgi gruplarınca) benimsenmeyen veya doğru bir yaklaşımla ikna edilmeden kararlar alınmaz.

Sitedeki bu açıklamadan, eleştirilen bazı hususların iyi ifade edilemediği veya anlaşılamadığı görülüyor.

Hibe başvuru forumunun ülke geneli için hazırlandığı, bu nedenle bazı ifadelerin Camili’ye özel olmadığı söylenmiş. Evet bu yanıt, formdaki bazı ifadeler diğer proje alanları ve bu alanların özellikleri dikkate alındığında, kendince haklı sayılabilir. Ancak burada özür aslında bir kabahati ortaya çıkarıyor. O da başvuru formunun ciddi bir şekilde hazırlanmadığı, Şimşek’in yazısında söylediği gibi, şekilsel manada, göz boyama niteliğinde bir iş yapıldığıdır. Her proje alanına özel, o alanların özelliklerini, ilgi gruplarının taleplerini dikkate alan bir formun (toplam 4 adet) hazırlanması zor olmasa gerek. Ayrıca formda Camili’ye özel olduğu, projenin kendisiyle karşılaştırıldığında belli olan ifadeler de eleştirilmiştir. Örneğin, aşırı otlatma, kontrolsüz turizm, ağaç kesimi, koruma alanı vs.

Geleneksel kullanım konusunun anlaşılmadığı görülmektedir. Geleneksel kullanımdan kastedilen, örneğin, yörenin fiili orman rejimi. Yani köy köy, mahalle mahalle ve hatta aile aile paylaşılan, özel mülkiyet olarak görülen ve bu nedenle “özel mülkiyet gibi özenle korunan” ormanlara dair geleneksel koruma rejimi. Bunun mevcut yasalarda olmadığını hepimiz biliyoruz, çünkü 1945’ten bu yana bunlar devletleştirilmiş durumda. Ya da aşırı otlatma tehdidine (mesela bu tehdit hatalı bir tespittir) karşı yörenin geleneksel yaylak-kışlak geleneği, yayladayken kışladaki otların dinlendirilmesi ve böylece ekolojik dengenin sağlanması. Merak edilen bütün bunlarda yanlış olanın ne olduğu? Bunların neresi yanlış, neresi “zararlı” ki herkes doğru bildiği yolda adım atsın deniyor? Eğer bunlar yanlışsa doğrusu ne? Bu geleneksel kullanım yeni olmadığına göre, adı üstünde geleneksel olarak onlarca yıl öncesine dayandığına göre ve bugüne kadar ekolojik dengeye yönelik önemli bir tehdit bulunmadığına göre (proje hazırlık çalışmalarında uzmanlarca da söylenen bir husus) bunun devamında bir yanlışlık yoktur, bu kullanım doğrudur, bu yönde adımlar atalım (örneğin ormanların geleneksel başarılı kullanımını resmileştirelim, halka devredelim) denemez mi? Madem pilot bölgeyiz, bunun denemesine yöremizde başlanamaz mı? Acaba yönetim planında bu konu işlenmekte midir? Ya da yönetim birimi veya dışarıdan gelen uzmanlar, yörenin onlarca yıl bu şekilde başarılı korunmasının nedenlerini, arka planını hiç araştırdı mı, yoksa önceden, bir yerlerde kararlaştırılmış belli bir planın çeşitli şekillerde(örneğin “teknik geziler” yaparak) kabul ettirilmesi yaklaşımı mı var? Yani doğruyu araştırarak bulma mı yoksa kendi doğrularını şu veya bu şekilde kabul ettirme mi?

Merak edilen bazı hususlar daha var. Örneğin, turizm operatörleri ile toplantı yapıldı deniyor. Yöreliler olarak bu operatörler kimlerdir, yöre insanının bu organizasyonda nerede durmaktadır bilmek istiyoruz. Bu toplantıda turizmin yapılış biçimine ilişkin eleştiriler (örneğin, yöre insanına biçilen konum vs. nedeniyle onur kırıcı olduğu,turistlerin atıklarının, yöremiz çevresine zarar verdiği)dikkate alındı mı, alındıysa ne gibi tedbirler öngörüldü? Ayrıca turizm-çevre ikilemi hakkında proje yönetimi ne düşünüyor? Biliyoruz ki bu proje çevre,doğa ağırlıklı bir proje, peki çevre konusunda oluşturduğu nüfus yoğunluğu, kontrolün güçlüğü nedeniyle en hassas olan, bu nedenle tehdit oluşturan turizm bununla nasıl bağdaştırılıyor, hatta teşvik ediliyor?

Bir diğer konu kar motosikleti alımı. Bu motosikletler kimin için kullanılacak, yani proje amaçlı mı yoksa sosyal kullanıma açık mı? Eğer salt sosyal bir sorunun çözümü içinse, önceden beri ısrarla vurgulanan, bu projenin sosyal sorunlara yönelik olmadığı açıklamasından vaz mı geçildi? Yoksa bu yöndeki tepkilere bir yanıt oluşturmak için mi? Eğer sosyal sorunlar da göz önüne alınıyorsa, proje yönetimi kar motosikletlerinin yönelik olduğu yol sorunun çözümü için talep edilen tünel yapımı hakkında ne düşünüyor? Bu konuda aynı kararlılıkla bir girişimi, desteği olacak mı?

Katılımcı, şeffaf yönetim, eleştiri, görüş ve önerilere açık olma felsefesini benimseyen yönetimden bu soruların yanıtlarını, açık ve biraz da ayrıntılı olarak bekliyoruz. Çünkü bu hususlar yöremiz ve projeye katılımcı yaklaşım için önemli hususlar..

Turhan Aydın


Yazının Kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org/Forum.asp?forum=oku&msgid=4
Macahel Bizimdir İnisiyatifi