Yazan : Mereta


TÜRKİYE, HİDROELEKTRİK VE TERMİK SANTRALLERE YÖNELMELİ  

SÖYLEŞİ

ODTÜ Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevin SELÇUK ile Söyleşi

(...)

2023- Peki Türkiye ne yapmalı? Enerji üretiminde hangi kaynaklara yönelmeli?

N: Selçuk- Türkiye’nin en büyük birincil enerji kaynağı hidrolik, ikincisi de kömürdür. Doğalgaz ve petrol rezervleri açısından, arama faaliyetlerine başladı ama bugüne kadar elde edilen bulgulardan yola çıkarak, Türkiye’nin fakir olduğunu söyleyebiliriz. O hâlde bizim iki temel kaynağımız var: Hidrolik ve kömür. Hidrolikte mevcut kurulucu gücümüz 12.900 megawatt, yararlanılabilecek ek potansiyelimiz ise 35.500 megawatt. Yâni bugünkü kurulu gücün 3 katı kadar bizim ekonomik olarak üretilebileceğimiz hidrolik enerji kaynağımız var. Kömüre gelince mevcut kurulu gücümüz 9.100 megawatt, yararlanabilecek ek potansiyel ise 10.300 megawatt. Hidrolikten daha az tabiî ki ama var. Hidrolik enerjiye o yüzden önem vermeliyiz.

Hidrolik enerji elektrik üretiminde yüzde 25, kurulu güçte yüzde 33 paya sâhip. Yenilenebilir enerji kaynağı olması sebebiyle sürdürülebilir kalkınmada rolü çok büyük. Dünya genelinde uygulanan yenilenebilir enerjiye ağırlık verilmesi politikasında Türkiye’yi güçlü bir konuma taşıyor bu durum. Yâni “biz zaten yenilenebiliri kullanıyoruz” diyebiliriz. Hidrolik enerjiden en üst düzeyde yararlanılması şart ve şart. Türkiye’nin hâlen yüzde 36 olan ekenomik yapılabilir hidrolik potansiyelini değerlendirme oranını üye olmak istediği AB’deki yüzde 72’ler seviyesine çıkarması için, hidroelektrik santraller yapılmasına öncelik verilmelidir. Bugün gelişmiş ülke kategorisinde bulunan ülkeler ilk önce kendi hidrolik enerji kaynaklarını sonuna kadar kullanmışlardır.

Bizim daha oranı yüzde 36’dan yüzde 72’ye çıkartmamız gerekiyor, dolayısıyla büyük bir potansiyel var. Türkiye’nin ilk yapması gereken iş bu. Türkiye’nin hidrolikten sonraki en büyük enerji kaynağı kömür, ancak 1985’den sonra kömür ve hidroliğe ayrılan pay gerilemiş, doğalgaza önem verilmiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin bu hususa dikkat etmesi gerekir. Almak için imza attığı doğalgazı başka ülkelere satması gerekmektedir. Doğalgaz tabiî ki daha temiz bir yakıttır. Doğalgazın evlerde kullanılması, doğalgazın küçük sanayide kullanılması ideal hedeflerdir, ancak doğalgazdan elektrik üretmek pahalıdır. Benim üstünde ısrarla durduğum konu budur. Eğer Türkiye ihracat yapmak istiyorsa sanayiye ucuz, kaliteli ve kesintisiz elektrik temin etmelidir. Hiçbir ülke sanayileşmeden ihracat yapamaz, sanayileşmemiş bir ülke hiçbir zaman turizm geliriyle kalkıp G8 ülkesi olamaz. Dolayısıyla burada kendimi aldatmamız lâzım. Otelcilikle bu iş yürütülemez. Kömürün oluşturduğu çevre dezavantajlarının ise daha temiz ve verimli yakma teknolojilerine ağırlık verilmek sûretiyle bertaraf edilmesi gerekmektedir.

Karbondioksitin Küresel Isınmaya Yol Açtığı İspatlanmış Değil

2023- Enerji üretiminin çevre ile ilişkisini değerlendirir misiniz?

N. Selçuk- Yenilenebilir enerji olarak adlandırılan rüzgâr, güneş, jeotermal ve hidrolik enerji kullanımının doğanın dengesini korumak açısından en önde gelen seçenekler olduğunu zaten biliyoruz. Ancak günümüz şartlarında sâdece bu teknolojileri harekete geçirerek değil kalkınmak, insanoğlunun hiçbir zaman kabul etmediği, yerinde sayan bir hayat tarzını bile sağlamak mümkün değildir. Elektrik üretiminde gelecekte teknolojik gelişmeler sonucunda daha yüksek pay sâhibi olması muhtemel nükleer enerji uygulamalarında ise henüz atık yönetimi sorunları çözülememiştir.

Dünya yeniden nükleer enerjiye yeni santral türleriyle dönecektir. Fosil yakıta dayalı enerji üretimi çevre konusundaki hassasiyetlere rağmen dünyanın enerji projeksiyonlarında hâkimiyetini sürdürmektedir. Fosil yakıtla enerji üretiminde çevreye olan zararı en aza indirmek için uygulamalar geliştirilmekte ve başarıyla tatbik edilmektedir. Enerji üretimi olarak baktığımız zaman şunu söyleyebiliriz: Ülkemiz sanayileşmek durumundadır ve dolayısıyla temiz enerjiye ihtiyacı vardır. Ama ülkemizin gerek karbondioksit, gerek kükürt dioksit, gerek azot oksit emisyonları sanayileşmiş ülkelere kıyasla çok düşük düzeydedir. Türkiye 35 OECD ülkesi arasında kişi başına elektrik tüketimi ve karbon emisyonunda son sırada yer alıyor. AB çevre mevzuatına Çevre Bakanlığı’nın bazı yönetmeliklerinde olduğu gibi birebir uyulması hâlinde sanayicimizin ciddî yatırımlar yapması gerekecektir. AB fonlarının bu amaçla kısa vadede kullanılmayacağını da görüyoruz. Bu durumda sanayicimiz bu yatırımı kendisi yapmak zorunda kalacak, bu ise üretim ve ihracatımızı olumsuz yönde etkilenecektir. Nitekim birçok tekstil fabrikası şu anda Mısır’a taşınmak üzere… Çünkü kullandığı enerji pahalı ve Çin, Hindistan gibi ülkelerle ihracatta rekabet edemiyor.

Biz niye AB’nin bu yönetmeliklerine uyalım? Çünkü Yunanistan 10 küsur senedir AB’ye üye. Bulgaristan ve Macaristan yeni üye oldu. Bunlara AB ayrıcalıklar tanıyor. AB, 2010 yılında sera gazı emisyonlarını 1990 seviyesinin yüzde 8 altına indirmeyi hedeflerken, Yunanistan 2010 yılında sera gazı emisyonlarını 1990 seviyesinin yüzde 25 üstüne çıkartma ayrıcalığını elde etti AB’den. Bu sayede elektrik üretiminde Afşin-Elbistan kalitesindeki linyitini büyük oranda kullanma hakkını aldı. Kendisi için bu ayrıcalığı müzakerelerde sağladı Yunanistan. Biz ise burada AB ne yapıyorsa ondan daha sıkısını yapmaya çalışıyoruz. Bunu yapmak zorunda değil Türkiye. Türkiye bu gerçekleri ortaya koyacak, AB ülkelerine 1850’lerde sanayinin gelişmesi esnasında yaptıklarını hatırlatacak ve kendi sanayisinin gelişmesi için yapması gerekenlerden taviz vermeyecek ve ayrıca Türkiye zaten önemli bir oranda temiz enerji kullanıyor. OECD ülkeleri sıralamasında dediğim gibi en sonuncu karbon emisyonu açısından. Bu hakkı Türkiye AB’den müzakerelerde almak zorunda. Ama maalesef ben böyle bir işaret görmüyorum önümüze ne konursa imzalanıyor; AB’ye üye olalım diye. Türkiye her şeyden önce ulusal çıkarlarını korumak zorunda. Her ülke çünkü bunu yapıyor. Bu nedenle Türkiye, AB’nin çevre mevzuatına uyum sağlamayı ve bu konularla ilgili protokollere taraf olmayı, ekonomik gelişmesini tamamlayana kadar ertelemelidir.

(...)

Kaynak: 2023 Dergisi Sayı:71

Tamamı:http://www.enerji2023.org/index.php?option=com_content&view=article&id=98:tuerkye-hdroelektrk-ve-termk-santrallere-yoenelmel&catid=8:hdrolk&Itemid=118


Yazının Kaynağı : http://www.macahelbizimdir.org/Forum.asp?forum=oku&msgid=104
Macahel Bizimdir İnisiyatifi